ABD Merkez Bankası (Fed), temmuz ayı toplantısında beklenen kararını duyurdu. Politika faizini yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutma kararı aldı ve bu oran, son 23 yılın en yüksek seviyesi olarak kaydedildi. Fed, enflasyonun hedefine doğru ilerlediğini belirtti ve eylül ayında olası bir faiz indirimi için kapı aralık bıraktı.
Fed'in para politikasını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), temmuz ayı toplantısında politika faizini yüzde 5,25-5,50 seviyesinde sabit tutma kararı aldı. Bu, peş peşe sekizinci kez 23 yılın en yüksek seviyesinde tutulduğu anlamına geliyor. Komite, yüzde 2'lik enflasyon hedefine yönelik bir miktar ilerleme kaydedildiğini açıkladı. Ayrıca, 17-18 Eylül'deki toplantıda faiz indirimi için zemin hazırlandığını belirtti. 5 Kasım ABD seçimlerine sadece yedi hafta kala yapılan bu ekonomik adımın özellikle dikkat çekici olduğu ifade edildi.
Fed, 2 günlük toplantısının ardından eylül ayında bir faiz indirimi taahhüdünde bulunmadığını belirtti. Borçlanma maliyetlerini düşürmeden önce "enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye doğru ilerlediğine dair daha fazla güvene" ihtiyaç duyduklarını yinelediler.
Önemli İfade Değişikliği: Fed, enflasyonun artık sadece "bir miktar yüksek" olduğunu belirtti. Bu, daha önce kullanılan "yüksek" ifadesinden bir düşüşü işaret ediyor.
Risk Vurgusu: Enflasyon risklerine karşı dikkatli olma ifadesi kaldırılarak, politika yapıcıların Kongre'nin istikrarlı fiyatlarla tutarlı bir şekilde maksimum istihdamı sürdürme görevine odaklandığı belirtildi.
Fed yetkilileri, para politikasında izledikleri "siyaset değil veri" yaklaşımını korumakta özen gösterdiklerini vurguladı. Son aylarda enflasyon düşüşünün istikrar kazanması, enflasyon savaşının sonuna yaklaşıldığı konusunda geniş bir mutabakat oluşturdu.
Fed, yüksek enflasyonla mücadele kapsamında Mart 2022'den bu yana 11 kez faiz artırımı gerçekleştirdi. Bu süreçte faiz oranını toplam 525 baz puan artırarak yüzde 5,25-5,50 aralığına çıkardı. Temmuz 2023'te yapılan 25 baz puanlık artış, son faiz artırımı olarak kaydedildi.
Ekonominin "sağlam bir hızda genişlemeye devam ettiği" ve işsizlik oranının düşük kalmaya devam ettiği vurgulandı. Fed yetkilileri, enflasyon hedeflerine varılmadan önce borçlanma maliyetlerini düşürmenin uygun olacağını belirttiler.
Fed'in faiz kararları, ekonomik aktiviteyi doğrudan etkiler. Yüksek faiz oranları, borçlanma maliyetlerini artırarak tüketici harcamalarını ve yatırımları yavaşlatabilir. Bu tür etkiler genellikle enflasyonu kontrol altına almak amacıyla kullanılır. Ancak, faizlerin yüksek tutulması uzun vadede ekonomik büyümeyi sınırlayabilir. Öte yandan, faizlerin düşürülmesi borçlanma maliyetlerini azaltarak ekonomik büyümeyi teşvik edebilir, ancak bu durumda enflasyon riskleri artar. Fed, bu dengeyi sağlamak için sıkça faiz kararlarını gözden geçirir ve ekonomik verilere dayanarak hareket eder.
Fed, enflasyon hedeflerine ulaşmak için bir dizi para politikası araçları kullanır. En yaygın kullanılan araçlardan biri faiz oranlarını ayarlamaktır. Faiz oranlarının artırılması, harcamaların ve yatırımların yavaşlamasına neden olarak talebi düşürür ve böylelikle enflasyonu kontrol altına alır. Diğer yandan, faiz oranlarının düşürülmesi, ekonomik aktiviteyi canlandırır, ancak enflasyonu artırma riski taşır. Ayrıca, Fed açık piyasa işlemleri, reeskont oranı ve rezerv gereksinimleri gibi diğer araçları da kullanarak para arzını ve talebini düzenler. Bu yöntemlerle, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2 hedefine ilerlemesi sağlanır.