Basketbol için, dünyanın en popüler spor dallarından biri desek hata etmiş olmayız. Tabii mevzu bahis basketbol oldu mu da Avrupa basketbolunun fersah fersah ötesindeki
NBA‘i göz ardı etmek mümkün değil. Gerek Amerikan eğitim sisteminin tıkır tıkır işlemesi, gerekse bu kıtada yer alan gençlerin basketbola duyduğu sevgi, NBA’i dünyanın en önemli basketbolcularının yer aldığı bir
organizasyon haline getiriyor.
Şöyle geçmişe doğru küçük bir yolculuğa çıktığımızda, NBA’in uzun yıllar boyunca Avrupalı basketbolculara oldukça soğuk yaklaştığı gerçeği ile yüzleşiyoruz. Ancak 90’ların başında
Drazen Petrovic‘in açtığı kapı, daha sonrasında birçok efsanevi sporcunun
Amerika’yı tercih etmesine de olanak sağlamıştır. Nitekim Petrovic’ten sonra,
Sabonis, Nowitzki, Divac, Stejakovic gibi birçok süperstar, rüştünü burada kanıtlayarak, NBA scoutlarının Avrupa’ya daha fazla dikkat kesilmesine de olanak sağlamıştır.
İşin Türkiye boyutuna döndüğümüzde ise son yıllarda
NBA ile yakın ilişkiler kurduğumuz gerçeği ile karşılaşıyoruz. Tabii bir de
NBA’in kapılarını Türkiye’ye açan adam olarak da lanse edebileceğimiz Mirsad Türkcan’ın önderliği, birçok gencin NBA hayali kurmasına da olanak sağlamıştır.
1998 yılında
Mirsad Türkcan‘ın NBA’e adım atması ile başlayan serüvenimiz, yakın bir zamanda 20. yılını kutlayacak. Bu sezon Amerika’ya transfer olarak göğsümüzü kabartan
Cedi Osman ve
Furkan Korkmaz, uzun yıllar NBA’de yer almasını beklediğimiz yıldız adaylarımız. Hal böyle olunca da, yakın geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarak,
NBA’de boy göstermiş yerli oyuncuları bir çırpıda hatırlayalım istedik. NBA’de forma giyerek, ülkelerinin gururu olmuş Türk basketbolcular huzurlarınızda…
1Mirsad Türkcan (New York Knicks, Milwaukee Bucks)
NBA’de boy gösteren ilk milli basketbolcu olma özelliği taşıyan Mirsad Türkcan için, esasen yeni bir devri başlatan adam yakıştırmasını da yapmak mümkün. Özellikle onun NBA’e gittiği yıllar, Avrupalı basketbolculara fazlasıyla mesafeli yaklaşıldığı yıllardı. Nitekim büyük beklentilerle gittiği NBA’de, istenileni veremeyen ve beklediği süreleri alamayan Mirsad, yalnızca bir sezon tutunabildi ve sonraki sezon Avrupa’ya geri dönerek,
efsane olarak anılacağı bir kariyerin başlangıcını yaptı. 1998 draftında, 1. tur 18. sıradan
Houston Rockets tarafından seçilen Mirsad, Avrupa’dan NBA’e giden en önemli yıldız adayları arasında gösterilmekteydi. Nitekim o dönem iki kıta arasındaki alışverişin fazlasıyla az olduğunu varsayarsak, Mirsad’a karşı güdülen beklentinin de hayli fazla olması kaçınılmaz bir süreç halini almaktaydı.
Ne var ki uyum sorununu atlatamayan ve oradaki kutuplaşmadan nasibini alan Mirsad, kalitesini her defasında ortaya koysa da sezon sonunda Avrupa’ya dönme kararı almıştır. NBA’de toplam 17 maça çıkabilen ve bu süre zarfı içerisinde fazla aktif olamayan
Mirsad, sonraki sezonlarda ise bir Avrupa efsanesine dönüşecek ve adını Euroleague’in unutulmazları arasına kazıyacaktı. Halihazırdaki en büyük Türk basketbolculardan biri olarak anılan Mirsad, basketbolu bırakmasının üzerinden seneler geçmesine rağmen, hala
Euroleague tarihinin
en çok ribaund alan 4. basketbolcusu konumunda.
2Hidayet Türkoğlu (Sacramento Kings, San Antonio Spurs, Orlando Magic, Toronto Raptors, Phoenix Suns, LA Clippers)
1979 yılında İstanbul’da dünyaya gelen
Hidayet, küçük yaşlardan itibaren hep ümit beslenen bir sporcu olarak anılmaktaydı. Nitekim genç yaşlardan itibaren Efes Pilsen forması giymesi ve Milli Takım’a kadar yükselmesi, onun ne denli büyük bir basketbolcu olabileceğine dair umutları da daha fazla yeşertmekteydi. Uzun boyuna rağmen, kısaları kıskandıracak düzeydeki top kontrolü ve yüzdeli şutu ile genç yaşlarda NBA’in radarına girmeyi başarmıştı. Nitekim henüz 21 yaşındayken girdiği NBA draftlarından 1. tur 16. sıradan
Sacramento Kings tarafından seçilerek, gümbür gümbür gelen ayak seslerini herkese duyurmaktaydı.
Hidayet Türkoğlu‘nun 2001 yılında başlayan NBA serüveni, 2015 yılına dek devam etti ve Amerika’da en uzun süre boy gösteren Türk sporcusu oldu. Nitekim bu süre zarfı içerisinde adını unutulmaz Avrupalı basketbolculardan arasına yazdıran Hidayet,
Orlando Magic’i 2009 yılında finallere taşıyan en önemli yapı taşı oldu. Keza o sezon “En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu” ödülünü de kucaklayan
“Hedo” oyun zekası, skora olan katkısı ve liderlik vasıflarıyla herkesin hayran gözlerle baktığı bir sporcuya evrildi. Kariyeri boyunca Sacremento Kings, San Antonio Spurs, Orlando Magic, Toronto Raptors, Phoenix Suns, LA Clippers gibi takımlarda yer alan ve normal sezonda toplam 997 maça çıkan Hidayet, All-Star olamasa dahi, adını yıldızlar arasına yazdıran yegane Avrupalılardan biri olmayı başarmıştır. Büyük bir basketbolcu olarak noktaladığı sporcu kariyerinden sonra ise şimdilerde
Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığı yapmaktadır.
3Mehmet Okur (Detroit Pistons, Utah Jazz, New Jersey Nets)
Türk basketbolunun unutulmaz uzunlarından biri olan Mehmet,
NBA’de yer aldığı süre zarfı boyunca gerek beyefendi duruşu, gerekse üstün sporculuğu ile her daim göğsümüzü kabartmayı başarmıştır.
1979 yılında Yalova’da dünyaya gelen ve genç yaşlardan itibaren basketbolun içerisinde yer alan Mehmet, Oyak ve Tofaş günlerinden sonra
Efes Pilsen‘e transfer olmuş ve buradaki performansı da ona NBA’in kapılarını açmıştır.
2001 draftlarında 2. tur 38. sıradan seçilen ve NBA’e gitmek için 1 sezon bekleyen Mehmet, 2002 yılında katıldığı Detroit Pistons ile bir NBA şampiyonluğu yaşamayı da başarmıştır.
Şampiyonluk yüzüğünü parmağına geçiren ilk ve tek Türk basketbolcusu olma unvanını taşıyan sporcu, 2004 yılında Utah Jazz’e transfer olarak, efsane statüsüne erişeceği başka bir maceraya atılmıştır. Nitekim burada
Boozer-Kirilenko ve
Deron Williams ile birlikte oluşturdukları voltran, seyri oldukça keyifli bir basketbolu da beraberinde getirmiştir. Mehmet Okur’un Utah Jazz’deki başarılı oyunu, ona 2007 yılında ise All-Star’ın kapılarını açmıştır. Bu dev organizasyonda boy gösteren tek yerli sporcu olan Mehmet’in
Shaquille O’Neal ile yaptığı küçük çaplı şov ise dün gibi hafızlarda. Yaşadığı sakatlıklardan ötürü, basketbolu erken sayılabilecek 32 yaşında bırakan Mehmet Okur, şimdilerde
Phoenix Suns teknik kadrosunda yer alıyor.
4İbrahim Kutluay (Seattle Supersonics)
Yalnızca Türk basketbolunun değil, aynı zamanda Avrupa’nın da saygı duyduğu duayen sporculardan biri olan İbrahim Kutluay, geç sayılabilecek bir yaşta NBA’de şansını deneyenlerden. 1973 yılında İstanbul’da doğan ve Fenerbahçe ile basketbola adım atan İbrahim, sonraki yıllarda Efes Pilsen forması giymiş ve buradaki başarılı performans ile Yunanistan’ın yolunu tutmuştur. En başta AEK, sonrasında ise
Panathinaikos formaları terletmiştir. Nitekim Pana’nın
Obradovic önderliğinde Euroleague şampiyonluğuna ulaşmasındaki en önemli yapı taşlarından biri olmuştur. Bu süre zarfı içerisinde Milli Takım’ın da en önemli simgesi haline gelen İbrahim için, kariyerini başka bir boyuta taşıyacak maç ise 2004 yılında oynanan
Türkiye-Amerika hazırlık maçı olmuştur.
Iverson, Duncan ve LeBronlu Amerika karşısından muazzam bir performans sergileyerek, 31 yaşında NBA takımlarının radarına girdi. Bu noktada risk aldı ve kendisine teklif sunan Seattle Supersonics’e “Evet” diyerek NBA’in yolunu tuttu. Ancak burada oynanan hızlı basketbola uyum sağlamakta zorlanan İbrahim, büyük bir skorek olarak gittiği NBA’de ne yazık ki 5 maça çıkabildi ve hayal kırıklığı yarattı. O da, rotasını tekrardan Avrupa’ya çevirerek efsaneleştiği
Pana’nın yolunu tuttu ve bir kez daha
Euroleague şampiyonluğuna erişti. İbrahim Kutluay böylelikle kısa da olsa, NBA’in havasını soluyan Türk basketbolculardan biri olarak tarihe adını yazdırmayı bildi.
5Ersan İlyasova (Milwaukee Bucks, Detroit Pistons, Orlando Magic, Oklahoma City Thunder, Philadelphia 76ers, Atlanta Hawks)
Asıl adı Arsen İlyasov olan Özbek asıllı basketbolcu, genç yaşlarda Türkiye’ye gelerek, Ülkerspor altyapısına katılmıştır. Uzun boylu, atletik bir ribaund canavarı olarak altyapılarda adından söz ettiren Ersan,
“Geleceğin Mirsad’ı” olarak da nam salmıştır. Onun altyapılarda ortaya koyduğu başarılı performans, NBA’in de dikkatini çekmiş ve Ersan 2005 senesinde 2. tur 35. sıradan draft edilmiştir. İlk olarak geliştirme ligi olarak anılan D-League’de
Tulsa 66ers forması giyen ve bir sonraki sezon Milwakuee’nin yolunu tutan Ersan, tecrübesizliğinin verdiği getiriyle ilk aşamada fazla başarılı olamamış ve Avrupa’nın yolunu tutmuştur.
Burada Barcelona’da ortaya koyduğu üstün performans, ona bir kez daha
NBA’in kapılarını sonuna dek açmıştır. Hem de bu sefer kalıcı olarak! 2015 yılına kadar Milwakuee’de forma giyen ve takımın değişilmez oyuncularından biri olan Ersan, bu tarihten itibaren ise deyim yerindeyse tam bir gezgin görüntüsüne bürünmüştür. Sırasıyla
Detroit Pistons, Orlando Magic, Oklahoma City Thunder, Philadelphia 76ers formaları giyen başarılı basketbolcu, önümüzdeki sezon ise
Atlanta Hawks forması giymeye hazırlanıyor. Uzun boyuna rağmen attığı yüksek yüzdeli şutlar ve oyuna olan saygısıyla NBA’de hatırı sayılır bir yer edinmeyi başaran Ersan, Türk basketbolun da Amerika’daki en önemli temsilcilerinden biri olmayı başarmıştır.
6Ömer Aşık (Chicago Bulls, Houston Rockets, New Orleans Pelicans)
Türk basketbolunun
NBA’deki son yıllardaki en önemli temsilcilerinden olan Ömer Aşık, uzun boyu, çember altı savunması ve blok tehdidi ile NBA’de kendisine hatırı sayılır bir yer edinebilmiş Avrupalılardan biri. Basketbola geç başlayan Ömer, uzun boyu ile esasen hemen dikkat çeken isimlerden biri. İlk defa 2005 yılında Fenerbahçe forması ile resmi bir maça çıkan basketbolcu, sonrasında ise kendisini geliştirmek adına çalışmaktan asla vazgeçmemiştir. Nitekim 86-87 jenerasyonunun da önemli bir parçası olmayı başaran Ömer Aşık, ülkemizde kendisini geliştirdikten ve rüştünü ispatladıktan sonra NBA’in yolunu tutmuştur.
2008 draftlarında 2. tur 36. sıradan seçilen ve
2010 yılında Chicago Bulls ile sözleşme imzalayan Ömer, savunmadaki efektif duruşu ile dikkatleri hemen üzerine çekmeyi bilmiştir. Her ne kadar hücumda fazla etkili olamasa dahi, savunmada pota altını karatmasıyla adından söz ettiren başarılı pivot, 2012 yılında 3 yıllık 25 Milyon $ değerindeki bir anlaşma ile Houston Rockets’ın yolunu tuttu. Başarı grafiğini burada da yükselten Ömer, ne var ki sonraki sezonda
Dwight Howard‘ın takıma katılması ile birlikte, rotasyonda geriye düştü. Bunun neticesinde New Orleans Pelicans’a takas edildi. Burada da eski performansını mumla aratan Ömer, şimdilerde hastalık problemleri ile uğraşıyor.
NBA’deki 8. sezonuna hazırlanan ve bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ettiğimiz Ömer Aşık, Hidayet, Mehmet ve Ersan’dan sonra NBA’deki en uzun soluklu var olan basketbolcumuz olarak da kayıtlara geçmiştir.
7Semih Erden (Boston Celtics, Cleveland Cavaliers)
Türk basketbolunun halihazırdaki en önemli uzunu konumunda bulunan Semih Erden de bir dönem şansını NBA’de deneyenlerden. Basketbola Darüşşafaka altyapısında başlayan ve yeteneği ile yaşıtları arasından sıyrılmayı başaran
Semih Erden, henüz 18 yaşındayken Partizan’a transfer oldu. Sonrasında 2005 yılında Fenerbahçe’ye gelen ve burada uzun yıllar basketbol oynayan Semih, aynı zamanda Milli Takımı’nda değişilmez oyunculardan biri oldu. Özellikle
2010 Dünya Şampiyonası Yarı Finali‘nde 0.5 saniye kala vurduğu blok, dün gibi hafızlarımızda yer etmektedir. 2008 yılında 2.tur son sıradan draft edilen Semih, Avrupa’daki gelişim sürecini tamamladıktan sonra, 2010 yılında Boston Celtics’in yolunu tuttu.
Burada
Kevin Garnett, Ray Allen, Paul Pierce ve
Shaquille O’Neal gibi efsanevi sporcularla oynama şansına erişen başarılı pivot, çaylak sezonu olmasına rağmen hiç de fena olmayan bir performansın altına imzasını attı. Sonraki sezon Cleveland Cavaliers’a takas edilen ve burada süresi iyice azalan Semih, bir sonraki sezon başlayan Lock-Out sonrası ise Avrupa’ya geri döndü. Sonrasında NBA’e dönmeyen ve Avrupa’da kalmayı yeğleyen Semih Erden, inişli-çıkışlı ve sakatlıklarla dolu bir görüntü çizse de, son zamanlarda eski performansından kesitleri bizlere sunmayı ihmal etmemiştir. Nitekim enerjisi ve savaşma azmiyle, yalnızca
NBA‘de boy gösteren yerli sporcular içinde değil, aynı zamanda Türk basketbolunun da unutulmaz pivotları arasına adını şimdiden yazdırdığı gün gibi ortada.
8Furkan Aldemir (Philadelphia 76ers)
Türk basketbolunun son zamanlarda yetiştirdiği önemli uzunlardan olan
Furkan Aldemir de şansını bir dönem NBA’de deneyenlerden. 1991, İzmir doğumlu olan Furkan, altyapı yıllarında ribaundlardaki efektifliği ile öne çıkmıştır. Nitekim onun büyük ribaund sezgisi de sonrasında,
Pınar Karşıyaka ve
Galatasaray günlerini beraberinde getirmiştir.
4 sezon Karşıyaka, 3 sezon da
Galatasaray formaları terleten Furkan, bu süre zarfı içerisinde 2012 yılında 2.tur 53.sıradan draft edilmiştir. Avrupa’da biraz daha piştikten sonra, Aralık 2014’de NBA’in yolunu tutmuştur.
O dönem ligin açık ara en kötü takımı olan
Phidadelphia 76ers forması giyen Furkan, bu dağınık düzen içerisinde pek bir varlık gösteremedi. Nitekim oldukça kısıtlı olan hücum silahına, şut tehdidini eklemeye çalışsa da bunda pek fazla başarılı olamadı. Yine de ribaundlara olan katkısı ve pota altı savunması ile hatırı sayılır süreler almayı başaran Furkan, bir sezon sonra ise Avrupa’ya dönüş yaptı. Hali hazırda
Darüşşafaka forması terleten ve eski görüntüsünden oldukça uzak bir görüntü çizen başarılı pivot, NBA sonrası kendisini bir türlü toparlayamamıştır.
9Cedi Osman (Cleveland Cavaliers)
Basketbolumuzun son yıllardaki en heyecan verici yeteneklerinden biri olan Cedi Osman, bu sezon NBA arenasında karşımıza çıkacak. Son yıllarda Anadolu Efes’te ortaya koyduğu başarılı performans ve milli takımın liderliğine kadar yükselmesi ile adından söz ettiren Cedi,
LeBron Jamesli yıldızlar topluluğu Cleveland’ın önemli bir parçası olabilmek için çaba sarf ediyor! 1995
Makedonya doğumlu olan ve lider anlamına gelen
Cedi ismini taşıyan başarılı basketbolcu, henüz 12 yaşındayken o dönemki adıyla Efes Pilsen’in davetiyle ülkemize gelir. Efes altyapısında parlayan ve yükselen yıldızlardan biri olarak ismini tüm basketbolseverlere duyuran Cedi Osman, 2011 yılında Pertevniyal forması ile profesyonel kariyerine başlar.
Sonrasında 2014 yılında
Anadolu Efes‘e gelen ve geldiği günden itibaren formayı sırtından çıkarmayan Cedi, atletizmi ve beklenmedik anda ortaya çıkan patlayıcılığı ile kısa sürede Avrupa basketboluna da kendisini kanıtlamıştır. Özellikle son yıllarda yıldızsız Milli Takım’ın en önemli parçası olarak fark yaratan Cedi, sürekli olarak gelişen oyunu ve beyefendi duruşu ile takdir toplamayı başarmıştır. 2015 yılında 2.tur 31.sıradan draft edilen ve Avrupa’da biraz olsun pişmeyi bekleyen Cedi, nihayet bu sezon
NBA’in yolunu tuttu. Gelecek ne getirir bilinmez ancak, en az Hidayet, Mehmet ve Ersan kadar kendisini kanıtlama potansiyeline sahip bir yıldız adayının gümbür gümbür geldiğini gönül rahatlığıyla söylemek mümkün.
10Furkan Korkmaz (Philadelphia 76ers)
Cedi ile birlikte Türk basketbolunu uzun yıllar taşıması beklenen bir diğer yıldız adayı
Furkan Korkmaz da bu yıl NBA’de boy gösterecek sporcularımızdan. 1997 doğumlu olan ve yaşına göre her daim daha olgun basketbol oynayan Furkan, atletizmi, her koşulda potaya gitme isteği ve büyük skor tehdidi ile yalnızca Türk basketbolseverlerin değil, aynı zamanda otoritelerin de büyük gelecek beklediği basketbolculardan biri olarak öne çıkıyor.
Anadolu Efes altyapısında yetişen ve küçük yaşlardan itibaren büyük bir yıldız adayı olarak lanse edilen Furkan Korkmaz, 2016 yılında düzenlenen Draft gecesinde, ilk tur 26.sıradan seçilmiştir. Ancak o da Avrupa’da kalmayı ve biraz daha olgunlaşmayı seçerek NBA’e gidişini ertelemiştir.
Geçtiğimiz sezon Anadolu Efes sisteminde istediği süreleri bulamayınca, Banvit’e takas olan ve burada oyununu fersah fersah geliştiren Furkan, kendisinin de bekleneni de fazlasıyla yerine getirmiştir. Nitekim onun git gide yükselen performansı, hem bu seneki Yaz Ligi’nde kendini göstermiş hem de
Eurobasket 2017‘ye yansımıştır. Avrupa Şampiyonası’nda
12 Dev Adam’ın kilit oyuncularından olan ve henüz 20 yaşında olmasına rağmen bir star görüntüsü çizen Furkan Korkmaz, NBA’e de ne denli sağlam bir giriş yapacağının sinyallerini vermiştir. Bu sezon Philadelphia 76ers forması ile izleyeceğimiz Furkan, NBA’e uygun oyun stili, kendine duyduğu özgüveni ve oyun zekası ile en çok umut beslediğimiz sporculardan biri olarak öne çıkmaktadır.
BONUS: Zaza Pachulia (Milwaukee Bucks, Dallas Mavericks, Golden State Warriors)
Gürcü basketbolunun simge figürlerinden olan Zaza Pachulia, esasen bizim de çok yakından tanıdığımız bir sporcu. Henüz 15 yaşında ülkemize gelen ve Türkiye pasaportuna da sahip olan Zaza, her ne kadar
Gürcistan Milli Takımı‘nın formasını giyse de, bir yanının Türk olduğunu her daim dile getirmiştir. Nitekim ülkemize karşı güttüğü minnet duygusunu her defasında deklere eden ve
Ülkerspor günleri ile övünen Zaza Pachulia, bu nedenle Türk olduğunu söyleyen birçok basketbolcudan daha fazla yerlidir. Geçtiğimiz sezon
Golden State Warriors ile NBA şampiyonluğuna erişen ve bir kez daha Türkiye günlerini saygıyla yad eden
Zaza, ana dili gibi Türkçe konuşması ve kültürümüze yakın duruşu ile her daim bizden biri olarak hatırlanmaya devam edecek basketbolculardan biridir.
BONUS: İzzet Türkyılmaz, İlkan Karaman, Cenk Akyol
Malumunuz, NBA’de boy göstermenin ilk adımlarından biri de draft olmak. Ancak bu demek değil ki her draft olan Amerika’nın yolunu tutacak. Kendi yaş gruplarının yıldız oyuncuları olarak lanse edilen ve geleceğin en büyük starları olarak öne çıkan kimi sporcular ise ne yazık ki
NBA’de oynama şerefine nail olamadı. 2005 yılında 2. tur 59. sıradan seçilen
Cenk Akyol, 2012 yılında 2. tur 50. sıradan seçilen İzzet Türkyılmaz ve
2. tur 57. sıradan seçilen İlkan Karaman, bizleri umutlandıran ancak hayallerimizi boşa çıkaran basketbolcular olarak hatırlanmaktadır. Şimdilerde üst düzey basketboldan oldukça uzak duran bu üç isim, gerekli gelişimi gösteremedikleri için, NBA hakları saklı olsa dahi, Amerika’nın yolunu tutamamıştır.