Hamas'ın İsrail'e düzenlediği ve derin yaralar açan saldırının üzerinden bir yıl geçmiş bulunuyor. Geçen bu süre zarfında, İsrail'in ulusal yas günü ilan etmemesi dikkat çekerken, çatışmanın yankıları hâlâ sürmekte. Bu süreçte, İsrail'de devam eden istikrarsızlık ve kayıpların etkisi dünya gündeminden düşmüyor. Ülke, bu olayların gölgesinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor ve dünya genelindeki yankılarıyla gündemi meşgul ediyor.
Geçen yıl gerçekleşen Hamas saldırısı, İsrail'de karmaşık duygulara yol açtı ve anma etkinlikleriyle bu hisler tekrar yüzeye çıkıyor. İsrail'in Gazze'ye düzenlediği karşı saldırıları daha geniş bir alana yayılarak İran destekli grupların katılımıyla büyüyen bir çatışmaya sebep oldu. İsrail halkı, bu tür olaylar karşısında rahat bir şekilde yas tutma fırsatından mahrum kalırken, toplumsal etkinlikler üzerindeki sınırlamalar belirsizlik ve endişeyi artırıyor.
İsrail, Güney sınırındaki tehditlerin yanı sıra, Hizbullah gibi diğer grupların tehlikelerine karşı tetikte olmayı sürdürüyor. Son gelişmeler, İsrail ordusunun Lübnan'dan atılan füzeleri etkisiz hâle getirmesiyle sonuçlandı. İran'la tırmanan gerilim, daha geniş bir bölgesel çatışmanın kapısını aralar mı endişesi yarattı. İsrail ve İran arasındaki bu tansiyon, olası bir misilleme korkusuyla yakından izleniyor ve bölgenin istikrarı tehdit altında.
Tel Aviv'deki parkta düzenlenecek bir anma etkinliği, İsrail İç Cephe Komutanlığı'nın güvenlik endişeleri nedeniyle sınırlı katılımla gerçekleşecek. Açık hava toplantılarına katılımın 2 bin kişiyle sınırlandırılması üzerine, etkinliğe Gazze'de esir düşmüş kişilerin ve saldırıda kaybedilenlerin ailelerinden seçilmiş katılımcılar yer alacak. Bu anma, savaşın ve yaşanan kayıpların dünya çapında hatırlanmasını ve acının paylaşılmasını amaçlıyor.
Hamas, İsrail'e karşı saldırılarını genellikle roket atışları ve yeraltı tünelleri aracılığıyla düzenlemektedir. Bu saldırılar, sivil ve askeri hedeflere yönelik olmak üzere geniş bir yelpazeyi kapsar. Hamas'ın bu tür saldırıları, bölgede ciddi gerilimlere yol açmakta ve İsrail'in yanıt vermesine neden olmaktadır. İsrail, bu saldırılar karşısında genellikle askeri operasyonlar ve hava saldırılarıyla karşılık verirken, ulusal güvenliğini artırmak amacıyla çeşitli önlemler alıyor. Bu karşılıklı saldırılar, bölgedeki istikrarı tehdit etmiş ve uluslararası arenada ciddi endişelere yol açmıştır.
İsrail ve İran arasındaki gerilim, özellikle İran'ın nükleer kapasitesinin artması ve bölgedeki militan gruplara sağladığı destek nedeniyle tırmanmıştır. İsrail, İran'ın Lübnan'daki Hizbullah ve Gazze'deki Hamas gibi gruplar aracılığıyla dolaylı saldırılar düzenlemesinden endişe duymaktadır. İran ise, İsrail'in çeşitli bölgelerde gerçekleştirdiği askeri operasyonları tehdit olarak algılıyor. Bu durum, iki ülke arasında doğrudan veya dolaylı çatışma ihtimalini artırırken, bölgedeki diğer ülkeler üzerinde de baskıya neden olmaktadır. Uluslararası toplum, bu gerilimi hafifletmek için çözümler aramaktadır.