İsrail ve Hizbullah, 2006'da sona eren bir aylık savaştan sonra bir kez daha cepheleşiyor. Bu gerilim, tarih boyunca devam eden düşmanlıkları daha da belirgin hale getiriyor. Lübnan'daki kara harekatı kapsamında İsrail, büyük kayıplar yaşarken; Hizbullah, roket saldırıları ile İsrail'i zorluyor. İki taraf arasında sürekli bir çatışma hali mevcut ve her geçen gün bu düşmanlık daha keskinkleşiyor.
İsrail-Hizbullah arasındaki çatışmalar, süre gelen bir döngüyle sık sık tekrarlanıyor. 1980'lerde başlayan bu düşmanlık, 2006'daki savaştan sonra da sürdü. 7 Ekim'de Hamas'ın saldırıları üzerine, Hizbullah da İsrail'in kuzeyine füze saldırılarına başladı. Her iki taraf da geniş çaplı bir çatışmayı önlemeye çalışsa da sınırdaki tansiyon yüksekte. Geçmişteki BM'nın askerden arındırma önerisi ise durumu kalıcı olarak çözmede yetersiz kaldı.
İsrail, güçlü bir orduya sahip olup 170 bin aktif görev personeliyle etkili bir savunma gücü oluşturuyor. Demir Kubbe ve Arrow 3 gibi modern hava savunma sistemlerine güvenen İsrail, askeri alanda dünya çapında bir etkiye sahip. Askeri stratejileri sadece Gazze ile sınırlı kalmayıp, geniş kapsamlı savunma politikaları üzerinden şekilleniyor.
Hizbullah'ın gücü, 50 ila 100 bin arasındaki personeliyle giderek büyüyor. Gerilla taktiklerinde uzmanlaşmış örgüt, İran'dan aldığı destekle gelişmiş füze sistemlerine sahip. Her ne kadar hava savunmasında zayıf kalsa da, İsrail'e karşı farklı stratejiler uygulamakta etkin bir rol oynuyor.
1980'ler: Hizbullah, İsrail'in Lübnan işgaline karşı direniş hareketi olarak kuruldu ve gerilla savaşlarıyla büyük kayıplar verdirdi.
2000 ve 2006: İsrail’in Lübnan'dan çekilmesiyle sınırdaki gerilim arttı. 2006’da Hizbullah'ın İsrail’e karşı ciddi yanıtlar verdiği görülürken, İsrail zorlu anlar yaşadı.
2006 sonrası: Hizbullah, silah kapasitesini artırdı ve geçtiğimiz yıl İsrail'e büyük zarar veren bini aşkın saldırı düzenledi. Bu saldırılar, karşılıklı çatışmanın kompleksitesini artırmayı sürdürüyor.
İsrail-Hizbullah çatışmasının yeniden alevlenmesi birçok faktöre dayanıyor. Tarih boyunca iki taraf arasındaki düşmanlık, bölgesel ve stratejik çıkarların etkisiyle sürekli olarak yenileniyor. Özellikle 1980'lere kadar geri giden tarihsel gerilimler, güçlü askeri kapasiteler ve farklı müttefiklerin desteğiyle birleşerek, bu çatışmaları tetikleyen unsurlar haline geliyor. 2006'daki gibi büyük çaplı savaşlardan sonra bile, her iki tarafın stratejik çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ve uluslararası müdahalelerin yetersizliği bu döngüyü devam ettiriyor. Özellikle bölgedeki diğer grupların da (örneğin Hamas) olaylara katılması, çatışmanın tekrar canlanmasında etkili oluyor.
İsrail ve Hizbullah'ın askeri güçleri arasındaki farklar dikkat çekicidir. İsrail, güçlü bir orduya ve modern savunma sistemlerine sahipken, bu avantajlarını geniş yedek asker kapasitesiyle desteklemektedir. Demir Kubbe gibi sistemlerle hava saldırılarına karşı etkili bir savunma hattı oluşturur. Buna karşın, Hizbullah gerilla savaşında ustalaşmış, İran desteğiyle korkutucu bir füze kapasitesi geliştirmiştir. İsrail'in hava üstünlüğüne karşın, Hizbullah'ın esnek ve uyumlu stratejileri, sokak savaşlarında İsrail'e zor anlar yaşatabiliyor. Her iki tarafın stratejik farklılıkları, çatışmanın sonucu üzerinde büyük etki yapmaktadır.