Reel sektör, yüksek enflasyon ve talep daralması gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı son 15 ayın en düşük seviyesine inerken, İmalat PMI de üst üste beşinci ayda düşüş göstererek 47,2 seviyesine geriledi. İç ve dış talebin daralması, çalışan sayısında ciddi bir düşüşe neden oldu. İlk 6 ayda yeni açılan her 5 şirkete karşılık, 1 şirket kepenk indirdi.
Enflasyonla mücadele için uygulanan sıkılaşma politikaları reel sektörde giderek daha belirgin hale geliyor. Yüksek finansman maliyetleri ve talepteki zayıflama, üretimde gerilemeye yol açtı. İSO İmalat PMI temmuzda 47,2 seviyesine inerek sanayi üretiminin yıllık %0.1 daraldığını ve kapasite kullanım oranının %75.9’a düştüğünü gösterdi. İhracattaki %2’lik sınırlı artış yeterli olmadı ve toplam şirket sayısında düşüş yaşandı. Temmuz ayında 183 firma konkordato başvurusu yaparak son yılların en yüksek seviyesine ulaştı.
Yılın ilk yarısındaki veriler, reel sektörde kırmızı alarm veriyor. İSO İmalat PMI temmuz ayında üst üste beşinci ayda da azaldı ve 47,2 seviyesine düştü. Bu da sektörün faaliyet koşullarında belirgin bir yavaşlama olduğunu gösteriyor. Siparişlerde son 20 ayın en sert düşüşü yaşandı. Elektrikli ve elektronik ürünlerde bu gerileme daha belirgin oldu. Temmuzda yalnızca gıda ürünleri sektöründe istihdam artışı görülürken, diğer sektörlerde hızlı bir çalışan sayısı düşüşü gözlemlendi.
Çalışan Sayısındaki Düşüş: Son 21 ayın en yüksek hızında düşüş yaşandı. Bu durum, üretim hacimlerini olumsuz etkiledi.
Girdi Alımlarındaki Azalma: Talep zayıflığına bağlı olarak imalatçılar girdi alımlarını azalttı, en keskin yavaşlama metalik olmayan mineral ürünlerde gerçekleşti.
Merkez Bankası’nın verilerine göre, temmuz ayında kapasite kullanım oranı %75.9’a inerek son 15 ayın en düşük seviyesine ulaştı. Ocak-Haziran döneminde ihracat %2 artarak 125,4 milyar dolara çıktı. Ancak, 25 sektörün 12’sinde ihracat gerileme gösterdi. Yılın ilk yarısında 52 bin 676 şirket kuruldu, 11 bin 939 şirket ise kapandı. Tasfiye sürecine giren şirket sayısı %2.3 artarak 12 bin 175’e çıktı.
Temmuzda konkordato talebinde bulunan firma sayısı 183 oldu ve bu, 2018-2019 döneminden sonraki en yüksek aylık seviye olarak dikkat çekti. Yılın ilk 7 ayında konkordato başvurusunda bulunan toplam firma sayısı 788'e ulaştı. İş dünyası temsilcileri ve Adalet Bakanlığı, suiistimallerin önüne geçmek için çalışmalar yapıyor.
Finansmana erişim sorunları nedeniyle piyasada karşılıksız çek sayısı artıyor. TCMB verilerine göre, Temmuz 2024'te karşılıksız çek adedi %149.9 artarak 26 bin 351'e çıktı. Böylece, seviyeler Aralık 2019'dan bu yana en yüksek düzeye ulaştı. İbraz edilen toplam çek tutarı 606.3 milyar TL'ye yükseldi.
Piyasadaki daralmadan muzdarip reel sektör, az hasarla bu süreci atlatmaya çalışıyor. Ancak beklentiler işlerin daha da kötüye gideceği yönünde.
Yüksek enflasyon, reel sektör üzerinde ciddi baskılar yaratıyor. Üreticiler, artan maliyetler sebebiyle kârlılıklarını sürdürmekte zorlanıyorlar. Girdilerin maliyetindeki artış, fiyatların yükselmesine ve bu da talebin azalmasına yol açıyor. Bu süreç, imalat sanayiinde kapasite kullanım oranının düşmesine ve İmalat PMI'ın gerilemesine neden oluyor. Ayrıca, finansmana erişim zorlaştığından, işletmeler konkordato başvurularında bulunuyor. Yüksek enflasyonun etkileri, net ticaret dengesini de olumsuz etkiliyor ve yüksek faiz oranları nedeniyle iç piyasada durgunluk yaşanıyor.
Konkordato başvurusu, işletmelerin finansal zorluklar yaşadığı ve borçlarını ödeyememe riski altında olduklarının işaretidir. Ekonomik sıkılaşma ve talep daralması, birçok firmanın finansal dengesizliğe düşmesine neden oluyor. Bu durumda, işletmeler konkordato ilan ederek, borçlarını yeniden yapılandırma veya ödeme ertelemesi talep edebilirler. 2023 yılının ilk 7 ayında 788 firma konkordato başvurusu yaptı. Konkordato, firmaların iflas etmeden faaliyetlerini sürdürme çabası olarak görülse de, ekonomik sağlığın ciddi boyutta bozulduğu anlamına gelir.
Kapasite kullanım oranının düşmesi, sanayi sektöründe üretim miktarının azaldığını gösterir. İSO İmalat PMI'ın 47,2 seviyesine inmesi ve kapasite kullanım oranının %75.9’a düşmesi, üretim faaliyetlerinin zayıfladığına işaret eder. Bu durum, talep daralmasının ve yüksek finansman maliyetlerinin üretim üzerindeki negatif etkilerini yansıtır. Kapasite kullanım oranındaki düşüş, ekonomik büyümenin yavaşladığı ve iş gücü kayıplarının arttığı bir ortamı işaret eder. Sonuç olarak, işletmeler üretim hacimlerini daraltmak ve maliyetlerini düşürmek zorunda kalabilirler.
Karşılıksız çek sayısındaki artış, piyasadaki likidite sıkıntısını ve işletmelerin nakit akışında yaşadıkları sorunları gösterir. Temmuz 2024'te karşılıksız çek adedinin %149.9 artarak 26 bin 351’e ulaşması, ciddi bir finansal kriz belirtisidir. İşletmeler, maliyetleri karşılayacak yeterli nakit akışına sahip olmadıklarında çeklerini ödeyemez hale gelirler. Bu durum, kredibilite sorunlarını doğurur ve ticari ilişkilerde güven kaybına yol açar. Karşılıksız çeklerin artışı, ekonominin genel sağlığını tehdit eden ciddi bir işaret olarak değerlendirilmelidir.