Ekonomi

TL Likidite Sorunu Merkez Bankası'nın Çabalarına Rağmen Devam Ediyor

Beliz Karasu 12436
TL Likidite Sorunu Merkez Bankası'nın Çabalarına Rağmen Devam Ediyor

Merkez Bankası, piyasadaki aşırı TL likiditesini çekmek için farklı yöntemler deniyor, ancak bu çabalar yeterli olmuyor. Ekonomist Uğur Gürses, Merkez Bankası’nın likiditeyi gecelik vadede çekerek para piyasası fonlarını artırdığını vurguluyor. Bu yazıda, Merkez Bankası'nın likidite yönetim stratejileri ve ekonomist Gürses'in değerlendirmeleri detaylı şekilde incelenecek.


Merkez Bankası'nın Likidite Yönetim Stratejileri


Merkez Bankası, sıkı para politikası ve döviz rezervlerini artırma çabalarına rağmen, TL likidite fazlasıyla başa çıkmakta zorlanıyor. Geçen haftaki Para Politikası Kurulu toplantısında, TL’yi teşvik etmek için swap ihalelerine başlanacağı duyuruldu. Likidite fazlası 318 milyar lirayı geçmiş durumda ve TLREF faizi yüzde 47 seviyelerine indi. Ekonomist Uğur Gürses, likiditenin aylık depo veya likidite senetleriyle çekilmesinin en uygun yol olduğunu vurguluyor.


Gecelik Vadede Para Çekmek


Ekonomist Uğur Gürses, Merkez Bankası’nın likidite fazlasını gecelik kotasyon ve kısa vadeli depo alım ihaleleri ile çektiğini belirtiyor. Şu ana kadar yapılanlar şunlar:


Gecelik Vadede Çekim: Merkez Bankası, gecelik kotasyonla para çekiyor ve yüzde 47’lik faizi kullanıyor. Kısa vadeli depo ihalelerinde ise yüzde 50’lik faiz uygulanıyor.


Para Piyasası Fonlarına Besleme: Gecelik vadeli çekimlerin seçim sonrası para piyasası fonlarını yüzde 110 artırdığı görülüyor. 403 milyar TL artarak 770 milyar TL’ye ulaştı.


Orta Vadeli Strateji Eksikliği: Gürses, Merkez Bankası'nın uzun vadeli depo açmaktan kaçınarak politika faizini etkin kullanmadığını, bunun da tasarruf sahiplerini TL'den uzaklaştırdığını belirtiyor.



Kalıcı Çözüm Önerileri


Ekonomist Gürses, kalıcı olarak likiditeyi çekmek ve para politikasını güçlendirmek için Merkez Bankası'nın aylık depo veya likidite senetleri çıkarmalı olduğunu vurguluyor. Ayrıca, politika faizinin etkinliğinin 1 aylık vadeli mevduatta tam olarak görülmediğini ifade ediyor.


Merkez'in Gecelik Yatırımı Özendirici Olmaması Gerekiyor


Gürses, Merkez Bankası’nın gecelik yatırımı teşvik etmemesi gerektiğini ve mevcut gecelik borç alma faizini yüzde 45’e indirmesi gerektiğini savunuyor. Likidite fazlasını çekmek için daha uzun vadeli depo alım ihaleleri ve likidite senetleri çıkarılmasının önemini belirtiyor.


Gecelik Borç Alma Faizinin Düşürülmesi: Mevcut gecelik borç alma faizini düşürerek, daha uzun vadeli yatırımlar teşvik edilmeli.


Tahvil ve Bono İhracı: Hazine’nin daha fazla nakit tutarak likidite sorununa yardımcı olması ve 3-6 aylık bono ihraç ederek Merkez Bankası’nın zararını tahvil vererek karşılaması öneriliyor.



Döviz Alış-Satış Marjlarındaki Yükseklik


Ekonomist Gürses, TL varlıklara geçişte bankaların yüksek döviz alış-satış marjlarının önemli bir engel teşkil ettiğini belirtiyor. Yüzde 3-4’lük marj, yatırımcıların TL’ye geçişini zorlaştırıyor.


Döviz Bozdurmanın Maliyeti: Yüzde 3-4 marj, yatırımcıların TL’ye geçişte caydırıcı olabiliyor. TL’ye geçip aylık yüzde 3-4 getiri elde eden bir yatırımcı, vade sonunda dövize geri geçişte yüksek maliyetle karşı karşıya.


Yurtdışı Transfer Zorlukları: Bankalara dayatılan katı önlemlerin ve "masa altı" uygulamaların durdurulması gerektiği belirtiliyor.



Ekonomist Uğur Gürses, bu konudaki görüşlerini internet bloğunda da paylaşıyor.


En Merak Edilen Sorular


Merkez Bankası likidite fazlasıyla nasıl başa çıkıyor?


Merkez Bankası, likidite fazlasını yönetmek için bir dizi yöntem kullanıyor. Bunlar arasında gecelik kotasyonlar, kısa vadeli depo alım ihaleleri ve swap işlemleri bulunuyor. Bu yöntemlerle likidite fazlasını çekmeye çalışan Merkez Bankası, aynı zamanda para piyasası fonlarını artırmaya çalışıyor. Ekonomist Uğur Gürses, gecelik vadede likidite çekiminin yeterli olmadığını ve daha uzun vadeli stratejilere ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Gürses, aylık depo veya likidite senetleri yoluyla likiditenin daha efektif bir şekilde çekilebileceğini savunuyor.


Ekonomistlerin likidite yönetimi konusundaki önerileri nelerdir?


Ekonomistler, özellikle Uğur Gürses, Merkez Bankası'nın likidite yönetimi konusunda daha kalıcı ve etkin çözümler benimsemesi gerektiğini düşünüyor. Gürses, sıkı para politikası izlenirken daha uzun vadeli depo alımları ve likidite senetleri çıkarılmasının önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, gecelik borç alma faizinin düşürülmesi ve Hazine’nin daha fazla nakit tutarak 3-6 aylık bono ihraç etmesinin likidite sorununa çözüm olabileceğini belirtiyor. Böylece tasarruf sahiplerinin TL'ye olan güveni artabilir ve ekonomide daha stabil bir likidite yönetimi sağlanabilir.


Döviz alış-satış marjlarındaki yükseklik yatırımcıları nasıl etkiliyor?


Yüksek döviz alış-satış marjları, yatırımcılar için TL'ye geçişi zorlaştırıyor ve ek maliyetler yaratıyor. Bankaların uyguladığı yüzde 3-4’lük marjlar, TL'den dövize geçişte ciddi maliyetlere yol açabiliyor. Gürses, bu marjların yatırımcıların TL varlıklara geçişine engel olduğunu ve bankalara dayatılan katı önlemlerin durdurulması gerektiğini savunuyor. Döviz bozdurmanın maliyetli olması, yatırımcıları TL'de kalmaktan alıkoyabilir. Bu nedenle, döviz alış-satış marjlarının daha makul seviyelere çekilmesi ekonomik açıdan faydalı olacaktır.

Görüntlenme: 12436
Beliz Karasu